June 4, 2020
|
Enis Tayman
SPOR SALONLARINDA RANDEVULU DÖNEM BAŞLADI. ANCAK YETKİLİLER TARAFINDAN KOYULAN KURALLAR NE KADAR GEÇERLİ OLACAK?
ÜSTELİK BUNLARI KİMİN, NASIL UYGULAYACAĞI VE KİMİN NASIL DENETLEYECEĞİ SORULARI HALA HAVADA.
BU YÜZDEN VİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN EN MANTIKLISI YİNE KENDİMİZİ KORUMAK... PEKİ BUNU NASIL YAPACAĞIZ....
Yeni Normal'e geçişle birlikte spor salonlarında faaliyetler başladı.
Spor salonlarında alınması gereken önlemler yetkili makamlar tarafından açıklandı.
Bunlara kısaca göz atacak olursak:
Spor salonundaki kişi sayısı spor yapılacak alanda her 6 metrekareye 1 kişi olacak şekilde sınırlandırılacak.
Sosyal mesafe en az 2 metre olarak uygulanacak.
Spor salonundaki koşu bandı-bisiklet vb. ekipman aralarında en az 2 metre olacak şekilde yerleştirilecek.
Müşteriler randevu ile kabul edilecek.
Müşterilerin giriş-çıkış saatleri kaydedilecek.
Spor salonuna misafir alınmayacak.
Egzersiz aralarındaki dinlenme molaları dışında spor salonlarında müşterilerin beklemesine izin verilmeyecek.
Ağırlık istasyonlarının birden fazla kişinin set aralarını paylaşarak aynı anda kullanımına izin verilmeyecek.
Bir kişinin istasyonla işi tamamen bittikten sonra diğer sporcu kullanacak.
Her idman sonrası cihazın el ve vücutla temas eden noktaları silinerek dezenfekte edilecek.
Sabit veya hareketli bütün alet ve cihazların elle ve vücutla temas edilen noktaları her misafir kullanımı sonrası mutlaka silinerek dezenfekte edilecek...
Görüldüğü gibi planlar ve kağıt üzerindeki uygulamaları harika... Ancak biliyoruz ki çok kısa bir zaman diliminde bütün bu kuralları atlayacağız veya birileri atlayacak.
O zaman bilinçli spor yapabilmek için geriye kalan tek seçenek bizim kendimizi korumamız...
Peki bu nasıl olacak?
İşte birkaç öneri:
Acıbadem Taksim Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Öner Dikensoy’un anlatımlarından derlediğimiz bu yazıda özellikle sporla ilgili dikkat edilmesi gereken önlem ve uygulamalara yer verdik. Spor yaparken koronavirüse (Covid-19) karşı almamız gereken kurallar ise şöyle.
Nemlenen maskenizi hemen değiştirin
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki toplum içerisinde basit maskelerin kullanımı, fiziksel mesafe kurallarına uyulduğunda, virüsün yayılımını önlemek açısından yeterli oluyor. Özellikle kapalı alanlarda ve insanlarla yakın temasta bulunulan her yerde maske takmak, yaz aylarında da gerekli olacak.
Yazın sıcak ve nemli havalarda maske takmak sıcağa bağlı terleme ve nefes almakta zorlanma gibi bazı sorunlara yol açabilir. Bu nedenle kağıt maske kullanıyorsanız yanınızda yedek maske bulundurun ve kullandığınız maske nemlendiğinde yenisiyle değiştirin. Çünkü nemli maske nefes almayı daha da zorlaştırabilir ve virüsün bulaşma riskini artırabilir.
Kumaş maskeleri her gün yıkayın
Yazın sıcak havalarda kağıdın nemlenme riski nedeniyle kağıt maske yerine kumaş maske kullanımı daha kolay olabilir. En az 4 adet kumaş maske temin edip, bunlardan 2 tanesini yanınızda bulundurup, gün içerisinde ihtiyacınıza göre değiştirebilirsiniz.
Akşam bu maskeleri sıcak su ve sabunla yıkayarak kurumaya bırakıp, ertesi gün diğer maskeleri kullanmanız da bir çözüm olabilir”
Eldiven kullanmak çok riskli
Sıcak havalarda ellerimiz daha fazla terleyecek.
Eldiven kullanan kişi yüzeylere temas etmekten kaçınmadığı gibi, potansiyel olarak dokunduğu tüm yüzeylere de virüsün yayılmasına aracılık ediyor. Ayrıca yazın eldiven kullanmak ellerin terlemesine yol açacağından kullanımı da kolay olmayacaktı.
Yürürken, koşarken en az 4-5 metre mesafe şart
Bu dönemde özellikle kalabalık olan kapalı alanlarda spor yapmaktan kaçınmak gerekiyor. Spor yaparken daha derin ve daha hızlı nefes alıp vermek virüsün çok daha fazla miktarda ortama saçılmasına yol açıyor. Bu durum özellikle maskenin kullanılmadığı, havalandırmanın iyi olmadığı ve kalabalık spor salonlarında problem teşkil edebiliyor” diyor.Dışarıda spor yaparken de bazı kurallara mutlaka uymak gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Öner Dikensoy, “Yapılan simülasyon çalışmalarından yola çıkan bilim insanları, spor yaparken yürüyen veya koşan kişilerin aralarındaki mesafeyi mümkün olduğunca uzun tutmaları, 2 metre yerine en az 4-5 metrelik bir mesafeyi korumaları gerektiği uyarısında bulunuyorlar” diyor.
Akşamları mutlaka ılık bir duş alın
Yazın sıcakların artmasıyla beraber terlemeye bağlı saç ve sakalların nemlenmesi nedeniyle, aynı ortamda hasta bir kişinin öksürmesi veya hapşırması gibi bir durumda virüs saçlı deriye daha kolay tutunabiliyor.
Her ne kadar virüsün saç veya sakallara bulaşmasının enfeksiyon açısından risk oluşturup oluşturmadığı net değilse de 2 noktanın altını çizmekte fayda var: Birincisi virüs vücuda mukozalardan giriyor, yani ağız veya gözle temas etmesi şart. İkincisi saçlı deriden virüsün bulaşması çok mümkün görünmüyor.
Ancak yazın her akşam eve gelir gelmez ılık bir duş almanız veya şampuan ya da sabun kullanarak özellikle giysilerinizin dışında kalan alanları; saçınızı, sakalınızı, boynunuzu ve kollarınızı yıkamanız, vücudunuzun nemli kısımlarına virüsün bulaşmış olma ihtimaline karşı önemli bir korunma yöntemi olacaktır.
Spor yaparken maske takmak risk oluşturabilir
Egzersiz sırasında daha derin nefes almak gerekiyor. Dolayısıyla kardiyak ile solunumsal rahatsızlıkları olanların ve uzun zamandır egzersiz yapmamış olan kişilerin maske takmaları nefes almalarını zorlaştırıp, kalp ve akciğer üzerine düşen yükü arttırıp ölümcül komplikasyonlara yol açabiliyor.
Bu kişiler maskesiz spor yapmaları için ya kendi evlerini tercih etmeli ya da kalabalık olmayan zamanları ve mekanları seçmeli, tercihen de fazla yorucu olmayan egzersizleri uygulamalılar. Maske takmanın fit durumda olup düzenli egzersiz yapan ve sağlıklı bireylerde hangi spor yapılırsa yapılsın ekstra bir sorun teşkil etmeyeceğini de belirten Prof. Dr. Öner Dikensoy, “Ancak unutmamak gerekir ki yazın sıcaklarda yapılan ağır sporlar bilinen sağlık problemi olmayan kişilerde bile altta yatan gizli bir kalp rahatsızlığını tetikleyerek risk oluşturabiliyor. Bu nedenle özellikle ağır efor gerektiren egzersizleri yaparken mesafe kuralına uyulması durumunda maske takmaya ihtiyaç kalmayacaktır” diyor.
Vücudunuzu asla susuz bırakmayın
Sıcak havalarda terlemeye bağlı su kaybının artması nedeniyle vücudumuza daha fazla su almamız gerektiğini unutmayın.
Vücudumuzun yüzde 70’i sudan ibaret olduğu için günlük almamız gereken sıvı miktarı kaybettiğimiz sıvı miktarından en az 500 ml daha fazla olmalı.
Yeterli su alınmadığında solunum yollarında kuruma meydana gelecektir ki bu da virüsün mukozalardan hücre içine girişini kolaylaştıracaktır.
Kronik kalp veya solunum sistemi rahatsızlıkları olanların günlük almaları gerekenden az su içmeleri hastalıklarının alevlenme riski açısından da dikkate alınması gereken bir durum.
Comments